Günün birinde elbette söylenecekti o
kelimeler. Belki de daha önce hissedilmişti sonuçta taştan değillerdi ve
duyguları vardı.
Kaygılanmak, sevinmek, ağlamak… Sadece onlara özgüydü ve sen
hissetmemiştin daha önce bunları. Yanık kokusu gelmemişti burnuna sol
köşenden çıkmamıştı dumanlar. İçini ısıtmamıştı bahar güneşi ve hiç sevmemiştin
bir sokak kedisini sebepsizce.
Daha önce hayallerin olmamıştı, inandığın
rüyaların ve beklediğin mutluluklar. Hiç umutsuzlukla kıvranmamıştı bu
dünyadaki gerçekliğin. Cümlelerin devrik
kalmamıştı susmamıştı fısıltıların. Beyninin içindeki o sese karşı hiç
yenilmemiştin. Vicdanında kurulmamıştı darağacın. Doğru ya senin Tanrı dediğin
mitolojikti senin ellerini açtığın, bugün tarihsel masallar olarak
anlatılıyordu. Sen yutmamıştın kitap tozu. İnce sızın da yoktu. Ama ben seni
biliyorum yorulma… Yaşadın, öğrendin, hatalar yaptın. Doğruyu hep içinde
hissettin dedim ya ben biliyorum seni..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder