10 Şubat 2016 Çarşamba

Tatil değerlendirmesi #1

Malatya'da yaşayıp Erzurum'da okuyan bir öğrenci olarak bir yarıyıl tatilimin daha sonuna gelmiş bulunuyorum.

Derler ya bir yere giden ile gelen insan aynı kişi değildir diye bu sene ciddi anlamda yaşadım, şahit oldum buna. Değiştim ben de tıpkı diğerleri gibi. 3 nokta kullanmayı sevdim hep ama 3 noktalara yüklediğim anlamlar bile değişti bu süreçte. Üniversite yaşantıma kadar ailemle yaşamıştım ve çoğu noktada onlara bağımlı kalmıştım. Anlayacağınız 'tek başıma' kalmamıştım hiç. Korkmadım özlem burnumun direğini sızlattığında bile yenilmiş hissetmedim kendimi, ilk kez evden ayrılan 2 gün bile ayrı kalmamış olan biri olarak. Elbette yurt yaşamı boynumu büktü -kabul hala büküyor- ama işte benim krallığım da Erzurum. Başıma buyruk hallerim hep sorun yaşattı bana gerek ailemde gerekse sosyal ilişkilerimde ama Erzurum da en az benim kadar başına buyruk. Genişten hallice çekirdekten bambaşka olan aileme maddi açıdan hala bağımlı olsam da ben bu işi kıvırdım galiba ayaklarımın üzerinde en az bağımsızlar kadar durdum.

Telli turnalar babamın diyarına selam götürdü mü bilinmez ;) ama hayattaki tek başarısı yürümeyi öğrenmek olan Mihraç başardı hayatta kalmayı.

Gel gelelim bu tatil denilen minicik kaçışta neler yaptığıma.. 

Evet spora başlamadım, diyetimi 2. saatinde bozdum, sağlıklı beslenmedim, kimyasallardan da uzak durmadım, kabul...
Fakat daha fazla okudum, dinledim, izledim, sessiz kaldım. İnsanların davranışlarına neden aramaktan vazgeçtim. Üzüntülere anlamlar yükledim tıpkı mutluluklara yüklediğim gibi... Üzüldüğümde kendi kurduğum cümlelere sığındım. Kimsenin beni dinlemesini beklememeyi de öğrendim mutluluğun aslında içimdeki umutlarda saklı olduğunu, sadece çıkarmam için duygularıma değer vermem gerektiğini de aynı zamanda. 

Böylece ben aslında bilmem gerekenleri yeni öğrendim. Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder